14 Mayıs 2014 Çarşamba

CO2

artıyor..
katlanarak artıyor sayısı.
ölenlerin, 
bir ölüden farksız yaşayanların,
körlerin, 
sağırların, 
sığırların
hepsinin sayısı artıyor. 

yıllardır hangi köşeyi dönsek aynı adrese çıkıyoruz.
ülkemizin en popüler mekanıdır, sözün bittiği yer
klişenize girsin kafam gözüm; bir gün biterse diyecek sözüm!

3 günlük milli yas...
bütün ülke bir maden ocağı olsak da 
hep birlikte patlasak... 
toprak atsa bizi üstünden, kendi silahlarımızla vurulsak...
başka bir arınma yöntemi gelmiyor aklıma şu an 
tüm sağlıklı düşüncelerimi kapladı sinsi bir karbondioksit
bana sorarsanız yılan yanlış tısladı aslında 
beyin ölümü kaderinde var bu ülkenin... 

24 Mart 2014 Pazartesi

otur: sıfır!!!

gelecege olan umudumu, akil sagligimi, aldigin onca can ve yaptigin bunca ahlaksizliga duydugum bereketli ofkeyi, sevdigim insanlari, direnme gucumu, direnme hakkimi, yaptigin tum kotuluklerin gun gelip seni ve yarattigin cirkin zihniyeti bulacagina dair inancimi, insanlara olan guvenimi, mutlulugumu, dusunceleri, gencecik fidanlari, asirlik agaclari, cehaletinden nemalandigin insanlarin ahini, suclarini, ilahi adaleti, onurumu, degerlerimi, insanligi, insanlari...

Gecmisi
Hafizami
Gelecegimi...

Sifirlayamazsin...sifirlayamayacaksin...






4 Şubat 2014 Salı

ne yapacağımı bilemediğim bir an

Dün gece gözüme hiç uyku girmedi Ali... 

Aslına bakarsan -hiç bir şeye çözüm değil biliyorum ama- bu gün ve tam şu anda yapmam gereken işleri de yapamıyorum. Hiçbir şeyi anlamadığım, anladığım şeyleri de hiç sindiremediğim bir gün daha bu gün. Adına ha Salı demişiz ha Pazar... Biraz sonra bu halimi değiştirmek için kendimi saçma sapan bir işe adayacağım ve bu sindirimsizlik hali "ama hayat devam ediyor" savunmamla birlikte, gözüme takılacak bir sonraki cehalet belirtisine kadar rafa kalkacak. Çok iyi biliyorum... çünkü her günüm böyle geçiyor Ali. 

Tıpkı mahallenin sokaklarında yürürken olduğu gibi, gittiğin yerde de gözün görüyor ve gönlün katlanmıyor biliyorum. Belki bir gün her şey daha güzel olur ve senin adını verdiğimiz ağaçlar güzelce büyür diye sessiz bir telkinde bulunuyorsun bize . Bir umutsun, kanatıyorsun ama yaşatıyorsun insanı Ali.  

Mesela dün.. El kadar bir ekrana bakıp şuursuzca dualar mırıldandım Ali. Senin için, kendim için, ailen için, sağduyu için, hayvanlar için, toprak için, adaletin yerini bulması için, kelimelerinin Lobna'ya dönmesi için, kötü sözün sahibini bulması için.. Bu 1984 vari cehennemin bitmesi için.. Zaten zedelenmiş bir güven duygusuyla geldiğim bu dünyada her şeye şüpheyle yaklaşmamak için...

Mayıs'tan beri sen dahil tanımadığım ne kadar çok insanı sevdim  ve üstelik ne kadar az tanıdığımı anladım kendimi. Ne kadar garip bir yaz oldu, anlatsam... belki bir sen anlarsın Ali. 

Böyle karamsar da değilim aslında. Sabah haberlerde katilini gördüm yine. 
Üzüldüm işte.. o yaşıyor sen yoksun diye. 

selin 

24 Aralık 2013 Salı

dün

o kadar iyi biliyordum.
yağmurluydu ama matematiksel olarak doğruydu bir kere
toplamlarımızda buluşmuştuk.
toplanmış yine de bir etmiş;
ne iyi etmiştik hayata gelmiştik.
                     ve ilk denklemde ilk yanlış cevabı işaretlemiştik.

gel zaman, git zaman, geç zaman...
hayatın tüm işteşliğinden kovulup
bir su kenarında bıraktım bildiğim ne varsa
ama hatırladığım her şeyi bırakamadım

bir boğaza kaç düğüm sığar deniyorum
onbirmilyonbeşyüzyetmişyedibinaltıyüz tanesi
                                             hala öldürmedi.
ve öldürmeyecek
           en kötüsü

zaman her şeyin de ilacı değil öyle
"Çünkü" - doğru tespiti yapmış birisi benim yerime
"kırıldım saç uçlarıma kadar"







3 Aralık 2013 Salı

3 Aralık Hkd. / Engel Yok





Engel Yok...  

En büyük engelin bir insanın düşünce yapısındaki engel olduğunu söylemeye gerek etmeyen günleri gösteriyor coğrafi takvimimiz. Acizliğinde adaleti elden bırakmayıp ayırt etmeksizin herkesin ve her şeyin üzerine tazyikli su sıkan insanlıktan çıkmışlığın kareleri aklımdan zaten silinemezken, arada tekerlekli sandalyesi ile nasibini alan adama sarılarak güne başlamak istedim... 

Bu gün onun için bir farkındalık yaratma günü çünkü. 3 Aralık Dünya Özürlüler Günü. Toplumsal olayları geçtim toplumun ortasında olmak arzusunu, güpegündüz, engelsiz sokaklara çıkabilmek hayalini paylaştığım, birlikte müzik dinlemekten, birlikte köprüleri aşmaktan, hiç bir şey yapamasak bile bir arada yaşamaktan mutluluk duyduğum tüm insanlara  günaydın demek için siz de zaman ayırın... 

Şimdi herkesi bir dakikalık empati duruşuna davet ediyorum. Gözlerinizi kapatın, kendinizi bir dakika süreyle o insanın yerine koyun (evrene olumsuz mesaj gitmiş olmaz merak etmeyin). Günlük hayatın içine koyun kendinizi mesela bir metrobüs durağına gidin veya memleketin herhangi bir yoluna çıkın. Ne demek istediğimi daha iyi anlayacağınıza eminim. Şimdi gözlerinizi açın ve yandaki adamın hayalini kurun. Ve o adamı hayata geçirin...







11 Kasım 2013 Pazartesi

uykumdan uyanıp

noktalar noktalar /
birlesince eksiler, birlesince artılar /
ortasinda bir gecenin/
ortasında kaldılar /

mübaşiri hafızamın çağır hepsini
yüz pişmanlıkla dolu/
yüz mağlup derisini /
gördün mü saf siyahın akan böylesini /
simdi at terler icinde/
at tedirgin voltalar/


fsa

18 Ocak 2013 Cuma

sükunet

minik bir ara verdim,

hayat sandığım şeyi yaşamaya bir ara verip, gerçekten kendi tercihlerimi yaşamak üzere... geldiğim noktada size şunu söylememe izin verin:

denediğimiz her şeyin, yaptığınız her seçimin (kendimize göre) doğru sonuçlar vereceğini bilemeyiz belki ama şunları söyleyebiliriz.
denemek &  mutlu olmak > her şey
denemek & mutsuz olmak > denemeyerek, hep neler olabileceğini merak etmek
denemek & mutsuz olmak = yeni başlangıç şansı

yaşamak için hayatı göze almak yapılabilecek en doğru seçim değil de nedir...sonuçta insan unutmaz, her şeye dayanıp her mutluluğa sahip çıkabilir.

"gamble responsibly" diyor en sisli selamlarımı sunuyorum.

12 Temmuz 2012 Perşembe

yolculuk

artık kelimelere gerek yoktu
ve seslendirmeye düşünceleri
iki şeritli bir yoldu
ve bomboştu 
sağında solunda ağaçlar ve 
kel kalmış boşluklar
radyo ne isterse o çalıyordu
ve yol nereye derse oraya gidiliyordu. 


12 Haziran 2012 Salı

pastel boya

masamda bir kutu pastel boya duruyor,
bu pastel boyaların bana hatırlattığı çocukluk günlerime,
8 - 10 yıl uzaktayım.
şimdi bir sokakta oynuyorlardır
geride kalmış, ama umursamaz.
lafı nereye getireceğim
içimde o günlerden kalan bir sevinci uyandırıyor
geleceğini umduğum bir günün hayali
çocuk gibi