22 Eylül 2010 Çarşamba

dönüş

rönesans'dan yirmibirinci yüzyıl gerçekliğine dönüldü, peki gerçekten dönüldü mü???

7 Eylül 2010 Salı

1) YOU TOO?

Konserin teknik altyapısına, görsel ve işitsel şovuna diyecek laf yok onlara da değineceğim ama U2'nun olmayanlarını bir dökeyim ortaya içimde kalmasın.

- konserden bir gün önce güzel ülkemin çirkin yönetimini ziyaret edip tüm ailesi ile tanışmasını ve bu aileye bir de kırmızı ipod hediye etmesini, konser için yola koyulmaya dakikalar kala öğrendim. Nasıl bir şok geçirdiğimi tahmin edersiniz. (Bu ziyaretin AKP adına yine doğru, yine fikir dolu bir hamle olduğunu burada kabul etmek isterim. "Buradaaaaaannnn apolitik, face paylaşımcısı, BBM iletişimcisi, sefil gençlere falan sesleniyorummmmmmm alııınnn statusünüze yazacak bir aktiviteniz olsun dediiiiik sizin için getirdikkk. Bizi sevin lütfen sevin" mesajını veren bir PRları oldu kanımca. Buradaki düğümü fakir - fukara, cahil - cühela denklemi kadar kolay çözemeyeceklerini anlayınca kesenin ağzını mı açtılar yoksa ben mi kötü niyetliyim neyim bilemedim? Bunu yiyecek var mıdır? Ne olur olmasın...

- Ev gezmesi haberi, Bono'nun köprü de Egemen Bağış ile verdiği pozlar ile devam ediyor ve içimde "düş ordan, düş bono" dedirtecek cinsten bir nefret oluşturuyordu. Ancak yine de o konsere gidilecek o sahne görülecekti. Tüm bu haberleri gördükten sonra Bono'dan üzerinde her dilde evet yazan bir t-shirt ile sahneye çıkmasını bile ihtimaller arasına koydum. Yola öyle çıktım.

- konser anında "stop abusive behaviours in middle east against women and humanbeings" temalı mesajları, burkalı, gözü yeşil kanlara bürünmüş kadınların ve arapça yazıların desteklediği bir görsellik ile veren U2'nun bir gün önce yaptığı ziyaretin nereye olduğunu bilmiyor olması mümkün olabilir miydi? 1995 yılında kaybolan Fehmi Tosun'u bile bilen grup üyelerinin buradaki politik tendence'ı bilmiyor olması gibi bir ihtimale inanıp saflıkta bulunmayacağım, "hayır".

- Köprüyü özel izinle ziyarete açan E.B'ye sahneden yaptığı teşekkür girişimi seyircinin YUH rezistansı ile karşılaşınca, İstanbul gecelerinde göbeğine para sıkıştırırken fotoğraflandığı Dansöz Nuran Sultan gibi kıvırmaya başlayan Bono o dev sahnenin, vermeye çalıştığı, ekranlara yansıttığı tüm o büyük mesajların yanında küçücük kaldı.

- hükümet bono'daki çakma aktivistliği farketmiş olcak ki bu gençlere bononun yanında bir de çakma türk aktivist gösterirsek bizden kralı olmaz'dan hareketle yerinde, akıl dolu bir karar almış. Konser anında ben bile etkilendim. Lise'den beri hiç söylemediğim bir şarkıydı, unuttum sanmıştım hatırladım. Tabi ki de sinirler bozuluyor. Akıllara bir tek soru geliyor: BU NE PERHİZ, BU NE LAHANA TURŞUSU İRLANDA'NIN SOSYETİK U2'SU???

- Yazının bu kısmını bir alıntı yaparak kapatmak istiyorum: "müzikte politik duruşa karşı değilim, ama tutarlı olursa."

------------

2) SAH(a)NE



Bu konu ile ilgili çok konuşmaya gerek yok. Türkiye topraklarında istikrar, adalet, demokrasi yetiştirmediğimiz gibi teknoloji de yetiştirmiyoruz. Hayretimiz doğaldır. Çok sıkı bir U2 dinleyicisi olduğumu söyleyemem. Bildiğim kadarına eşlik edebildiğim bir dünya var orda. Ancak bilip bilmemekten bağımsız bir dünya daha var. O da show business dünyasıdır. Gerçek bir uzay mekiğine benzeyen sahnedeki line arraylere bakınca kocaman bir devin ses tellerine bakıyor gibi hissediyorsunuz. hareket etmedği yön, almadığı şekil kalmayan ledlere de övgülerimiz sonsuzdur. Sonsuz olacaktır...



3)ONE

ne zamandır dinlemeye cesaret bulamadığım bir şarkıydı. ayaklarımı yere sağlam bir şekilde bastım ve şarkı başladı. baktım yıkılmamışım :)insan kendini neye koşullarsa o oluyor. istemek gerçekten önemli. bunca yıl unutmayı hiç istememiş olmam çok garip değil mi? Anlamadığınızı biliyorum, anlamanızı beklemiyorum da.

- Is it getting better?
- Sure.


f.s.a