11 Şubat 2011 Cuma

uzun oldu bu aralar

Değerli Sanal Boşluk,


Bu aralar senle çok vakit geçiremediğimizin gayet farkındayım. Ama dönüp dolaşıp geleceğim yer burası olduğu için şu saçma sanal tavırları bir kenara bırakmanı ve beni can kulağı ile dinlemeni rica ediyorum. 

Belki uzun bir ara vermiş olabilirim ama seni temin ederim, çok yoğun farklılıklar olmadı bu süre zarfında =) Ama bir çok şeye tanıklık ettim, hepsini aktarıp merakını giderebilirim istersen.

Belki bahsetmişimdir mesai saatleri dışında da çok sevdiğim bir meslektaşımı askere gönderdik. Kendisi ile harcadığım uzun mesailer ve exclusive çalışma modelimiz de bu askerlik sebebi ile haliyle artık hayatımda yok. Kendisinin ilk koğuş deneyimini yaşadığı günlerde yoğun bir endişe vardı içimde. Nasıl olacak diyordum? Zaman içinde bu endişe yerini daha net kararlara bıraktı diyebilirim. İfade etmesi de biraz zor ama şöyle izah etmeye çalışayım, deli olanın ben olmadığıma karar verdim :) İçinde bulunduğum durumun sorumlusu evet, ama deli asla... Lunaparkın ortasında sükunet aramak gibi bir gafletin içine düşmüşüm, bu gafletimden uyandım. Tebdil-i mekan peşindeyim hiç olmadığım kadar... :) 

Peki deli ben değilsem kim kısmına gelecek olursak... Bu soru karşısında tek kişiyi işaret etmiyor parmaklar... Sektörün beraberinde getirdiği bir çılgınlık hakim ortama. Bunun ise bence tek bir açıklaması var, belli bir araştırmaya dayanmıyor evet ama sektördeki kadın istihdamı çok fazla! :) 


(Bi takım aralardan sonra....) 


Yine bir ara verdim yazıma ve bir hafta sonra devam edebiliyorum. Durubonumun telefonda yaptığı yeni yazı üretmiyorsun selo artık çağrısıyla silkelenip kendime geleyim bir dedim. 


Geçen zaman içinde, selo daraaaal içinde, develer"broker", pireler "hair designer" iken  , ben babamın beşiğini şiddetle sarsar iken.... sosyal ya da değil tüm iletişim ağları ahlaksızlıklarına devam etti.


Selo, bunlara kulaklarını hep tıkayamadı çünkü bunlara kulağını tıkadığında çalan telefonunu da duymadığı oluyorduuuu :) 


Geçen süre zarfında en yakın arkadaşlarımdan birinin nişanlandığı haberiyle çok sevindim, minnacık yeğenimin domuz gribi olması sebebi ile çok üzüldüm, aynı ofisi paylaştığım bazı insanlara über yabancılaştım, dujjj teknesi ve dujj kabinini aynı anda evime getirmeyi başaramayan ustaların aslında hayatın tuzu biberi yani bir nevi g'usta'sı olduğuna karar verdim, Eskişehir'i gördüm, Meze diye harika bir yerde sevdiğim insanlarla birlikte anı yaptım, burada yediğim yemekler sonucunda bir minik göbek de yaptım, bu minik ilavelerden kurtulmak üzere, alt yapı çalışmaları yapıyorum şu günlerde....


İşte böyle hayat...


fsa



6 Şubat 2011 Pazar