26 Mayıs 2010 Çarşamba

sabah

uyandık da ne oldu hala bir rüyada değil miyiz?
elimiz ayağımız boşlukta dalgalanır
ve saçlarımız sabah yeşilidir.

duş aldık da ne oldu hala kuru değil mi tenimiz?
endişeler kabuk gibi yapışmış üstümüze bak
ama olsun rüyadayız biz
gerçek değil kanımız ve hatta etimiz.

***
uyandık ve ne oldu?
gerçek dünyanın ışıkları süzdü içimize
şekeri mi koyduk çayımıza
üstüne gazeteyi mi aldık elimize
sanki şöyle bir keyif mi yaptık?

nankörlük de olmasın şimdi denize
her sabah mavi, her sabah mis
martıları da kucaklamış
sanki rüyadayız biz.

11 Mayıs 2010 Salı

uçak

bir uçağa binip havalanmak istiyorum.
Tüm geçmişi geride bırakmak niyeti ile değilde geçmişten kuvvet alıp havalanmak asıl maksadıyla. Tüm yanlış kararlarımı üst üste koyarak oluşturduğum ve üstünde savunma mekanizmalarımdan bir tente bulunan merdivenle o uçağa tırmanmak ve uzaklaşmak... Burada karşımda duran çirkinlikten, sanal bir bellekte yaşayan egolardan uzaklaşmak... Gün boyunca hem kendime hem de olan bitene yabancılaşmak isteğimin hoş görü ile karşılanacağı bir coğrafya bulduğumda fiziken alçalıp, ruhen yükselmek...