4 Ekim 2010 Pazartesi

Boşgörü

Kan sayımı yaptırdım dün, kanımdaki hoşgörü ve güven yüzdesi düşük, sevgi yüzdesi ise çok yüksek çıktı. Elimde bomboş bir reçete var şimdi. Doktorum tedavin boşgörü'dedir diyerek ayrıldı yanımdan. Boşgörülü olmaya çalışıyorum haliyle. Kadınlara ve adamlara boşgörü ile yaklaşıyorum. Bir çeşit pasif olma hali boşgörü. İnsanlara ve olaylara yapay tepkiler verip, kızıyorsanız kızmıyor gibi yapıyorsunuz. Seviyorsanız sevmiyor gibi... Sevmiyorsanız seviyor gibi ya da.. En sevmediğim şey şu yapay haplar.Ama boşgörü kazanmazsam ölebilirmişim. Kişiye boşgörü ile birlikte soysuzluk ve onursuzluk aşılanıyormuş. Bunun iyi sayıldığı durumlar oluyor dedi doktorum. Ben şu an bu bu tür tehditlere karşı çok savunmasızmışım. Bu savunma mekanizmasını yaratmak da boşgörü ile mümkünmüş.

Tedavinin yan etkileri yok değil. Kelimeleriniz dökülüyor, diliniz ve hisleriniz kel kalıyor.

Şu aralar boşgörülüyüm. Boş görü tedavisi doğru sonuç verirse kişi baştan başlayabilirmiş. Kelimeleri anlam, duyguları kelime kazanır, kişi yoluna devam edermiş...

Elimde şimdi boş bir reçete var. Doktorum tedavin boşgörü'dedir diyerek ayrıldı yanımdan.

fsa.

2 yorum:

  1. Babanin facebook profiline bakarken buralara suruklendim... Yazilarini ve espri anlayisini ve 10 senedir irlandada bulunan birisi olarak U2'nun salakligina yaklasimini ayri bir begendim... Birde baktimki bayagi bir zamandir yaziyormussun-ki blog isinde ki en hassas nokta bu- bende bir seyler yazmadan gecip gitmek istemedim... selamlar...
    kursat kutay

    YanıtlaSil
  2. Kurşat yine uğra, yine yaz. Öptüm çok =)

    YanıtlaSil