18 Mart 2010 Perşembe

vakit yoksa hayali de mi yok :)

Zamansız olabilirim. Ama bunu yazabildiğime göre demek ki o kadar da zamansız değilim. Biraz sonra bolca zamanımız olduğu hayali ile yola çıkarak güneşli bir haftanın hayali kuracağız*...

Gece camları açık bırakarak uyuduğum için evin içerisinde karşı koyması zor bir okyanus kokusu dolmuş. Kum rengi perdeler sabahın odaya girmesini engellemeye çalışmıyor. Uçuşuyorlar... Bembeyaz yastıklardan kafamızı kaldırmalıyız...

Ahşap zeminle temas eden ayaklarım evi uyandırıyor yavaşça ve zemin şımarık bir tonla mırıldanıyor. Günaydın...Ufak adımlarla yürüyüp bir zamanlar bir bohça olarak kullanıldığını üzerindeki iğne izlerinden anladığım kalın perde ile odamdan ayrılan banyoya ulaşıyorum. Az sonra yüzüm suyun serinliği ile kucaklaşırken zihnim resmi açılışını yapıyor henüz düğmesine bile basmadığım kahve makinesinden çıkacak kokuların hayali ile ayaklarıma "mutfağa!" komutunu veriyor. Şu kahve ne güzel kokuyor...

bir haftalık bu tatilin ilk gününü sessizliğe adadığım için telefonlarım kapalı, televizyonun fişi takılı bile değil. tatil için yanıma aldığım iki şorttan lacivert olanını pijamam ile değiştirip üstünde "holy days are holidays" yazan ve 4 yıldır yaşam mücadelesi veren t-shirt'ümü giyerek kendimi sahile atıyorum. evden yaklaşık bir kilometre kadar uzaklaşıyorum çıplak ayaklarımı kumlara gömerek. denizle muhabbet ediyorum. Benzer bir sakinlik arayan, dün eve yerleşirken veranda da gördüğüm 3 çocuk annesi yan komşumun da kendini sahile atmış olduğunu fark ediyorum. İnsanların bireysel huzur arayışlarının ne kadar ilginç itici güçleri olduğuna ilişkin bir liste yaparken eve yaklaştığımı fark edip kahve ile açtığım uykumu bir kahvaltı ile taçlandırmak üzere eve giren merdivenleri tırmanışım taktire şayan bir görüntü veriyor evrenin ekranlarına:)

Bütün bu günü veranda da kitap okuyarak geçiriyorum.Sadece denizin sesi ve taze sıkılmış meyve sularının eşlik ettiği şahane bir günün tükenmekte olduğunu kitabın üzerindeki dünyayı sayfalardan ayırt edemiyor olduğum için anlıyorum.


------------------

* Tüm hayaller endişesiz ortamda kurulmuştur. Gerçeklik bu hayallere sürtünmemiş ve onları zedelememiştir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder