17 Haziran 2008 Salı

demek istediğim şu ki...

demek istediğim şu ki...demek istediğim şeylerin hepsi sizlersiniz aslında...

köşede gülen adam, sen benim sokaklarda kalmış yarım ve şurda duran şapkalı bayan sizde chanel eteğiniz ve eldiveninizle içimde kalan imkanı olmayan 60'larım... Şurada ağlayan çocuk sen yalnız bayramlarım olmalısın. Ve sen sinsi bakışlı canavar, sen de nedenini bulamadığım önyargılarım....

ya telefonda konuşan şu genç, ilk aşkım gibi pespembe yanaklarıyla neler umut etmezki şimdi? Bilmez miyim açılmaksızın çalan telefonun kalpte yarattığı sancıyı ben...



Şu uzaklara dalmış camdan dışarıyı süzen kıza bakın, görmez misiniz doldurulamaz boşluklarını hayatımın. Ellerinde poşetleriyle yokuştan aşağı sallanarak inen kadın, evime kaç adım kaldı şurda, köşe başından çiçeklerini alıp evime gireceksin az sonra...


fsa...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder